Eski bir yerleşim alanı olduğu bilinen Kastamonu yöresi M.Ö. 18. Yüzyılda Gas'ların yurdu olmuş ve adını da muhtemelen bu kavimden almıştır. Daha sonraları yöre sırasıyla Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Pontuslular, Romalılar ve Bizanslılar' ın yönetimine girmiştir.
Romalıların bu yörede kurduğu Paflagonia adlı eyaletin merkezi olan Pompeipolis höyüğü bugünkü Taşköprü ilçesindedir. Bizans hanedanı Kommenoslar tarafından yapılan ve Kastamonu şehrinin tarihsel çekirdeğini oluşturan Kastamonu Kalesi görkemli görüntüsüyle ziyaretçileri asırlardır selamlamaktadır.
Milli Mücadele sırasında lojistik destek açısından en güvenilir bölge olan Kastamonu İnebolu Limanın dan Ankara'ya malzeme, cephane ve asker sevkıyatında büyük yararlılıklar göstermiştir Yöre halkı yaz-kış demeden bölgenin güç ulaşım koşullarına rağmen top yekun bu mücadeleye destek vermiş; Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuş bu olağanüstü fedakarlığın ve cesaretin sembol isimleri olmuştur.
İnebolu'da Kayıkçılar Loncası İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmişlerdir. Türkiye'nin çağdaşlaşmasında da Kastamonu'nun ayrı bir yeri vardır. Büyük önder Atatürk 23-31 Ağustos 1925 tarihleri arasında "Şapka ve Kıyafet Devrimi'ni Kastamonu ve İnebolu'da başlatmıştır. Bu ziyarete ilişkin fotoğraflar Atatürk'ün Devrimin ilk söylevini verdiği Kastamonu Arkeoloji Müzesi Atatürk Salonu'nda sergilenmektedir
Yerleşimi, 1800 yılların sonuna doğru rastlayan beldemiz göçebe olarak yaşantısını devam ettiren Yörüklerin pınar etrafında yurtlanmasıyla yerleşik düzene geçilmiş olup, Yeni kurulan bu yerleşime Pınarbaşı denmiştir.
1900 yılların başında yaklaşık 80 hane olan Pınarbaşı köyünün daha sonra hızla büyüdüğü görülmektedir.
Yerleşimi 1 asra dayanan beldenin günümüzdeki nüfusu 3000 kişiyi geçmektedir. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre 2413 kişi olan beldemizin hane sayısı 650 ye yükselmiş ve nüfusu hızla artmaktadır. Beldemizde yurt dışında çalışan gurbetçi işçi sayımız ise yaklaşık olarak 600 kişidir.
Geçmişte komşu belde Selçikler kasabasının olduğu bölgede yaşamış uygarlıkların mezar kalıntılarına beldemiz sınırları içerisinde de rastlanmaktadır.
Yerleşimi, 1800 yılların sonuna doğru rastlayan beldemiz göçebe olarak yaşantısını devam ettiren Yörüklerin pınar etrafında yurtlanmasıyla yerleşik düzene geçilmiş olup, Yeni kurulan bu yerleşime Pınarbaşı denmiştir.
1900 yılların başında yaklaşık 80 hane olan Pınarbaşı köyünün daha sonra hızla büyüdüğü görülmektedir.
Yerleşimi 1 asra dayanan beldenin günümüzdeki nüfusu 3000 kişiyi geçmektedir. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre 2413 kişi olan beldemizin hane sayısı 650 ye yükselmiş ve nüfusu hızla artmaktadır. Beldemizde yurt dışında çalışan gurbetçi işçi sayımız ise yaklaşık olarak 600 kişidir.
Geçmişte komşu belde Selçikler kasabasının olduğu bölgede yaşamış uygarlıkların mezar kalıntılarına beldemiz sınırları içerisinde de rastlanmaktadır.
Yerleşimi, 1800 yılların sonuna doğru rastlayan beldemiz göçebe olarak yaşantısını devam ettiren Yörüklerin pınar etrafında yurtlanmasıyla yerleşik düzene geçilmiş olup, Yeni kurulan bu yerleşime Pınarbaşı denmiştir.
1900 yılların başında yaklaşık 80 hane olan Pınarbaşı köyünün daha sonra hızla büyüdüğü görülmektedir.
Yerleşimi 1 asra dayanan beldenin günümüzdeki nüfusu 3000 kişiyi geçmektedir. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre 2413 kişi olan beldemizin hane sayısı 650 ye yükselmiş ve nüfusu hızla artmaktadır. Beldemizde yurt dışında çalışan gurbetçi işçi sayımız ise yaklaşık olarak 600 kişidir.
Geçmişte komşu belde Selçikler kasabasının olduğu bölgede yaşamış uygarlıkların mezar kalıntılarına beldemiz sınırları içerisinde de rastlanmaktadır.
Yerleşimi, 1800 yılların sonuna doğru rastlayan beldemiz göçebe olarak yaşantısını devam ettiren Yörüklerin pınar etrafında yurtlanmasıyla yerleşik düzene geçilmiş olup, Yeni kurulan bu yerleşime Pınarbaşı denmiştir.
1900 yılların başında yaklaşık 80 hane olan Pınarbaşı köyünün daha sonra hızla büyüdüğü görülmektedir.
Yerleşimi 1 asra dayanan beldenin günümüzdeki nüfusu 3000 kişiyi geçmektedir. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre 2413 kişi olan beldemizin hane sayısı 650 ye yükselmiş ve nüfusu hızla artmaktadır. Beldemizde yurt dışında çalışan gurbetçi işçi sayımız ise yaklaşık olarak 600 kişidir.
Geçmişte komşu belde Selçikler kasabasının olduğu bölgede yaşamış uygarlıkların mezar kalıntılarına beldemiz sınırları içerisinde de rastlanmaktadır.
Eski bir yerleşim alanı olduğu bilinen Kastamonu yöresi M.Ö. 18. Yüzyılda Gas'ların yurdu olmuş ve adını da muhtemelen bu kavimden almıştır. Daha sonraları yöre sırasıyla Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Pontuslular, Romalılar ve Bizanslılar' ın yönetimine girmiştir.
Romalıların bu yörede kurduğu Paflagonia adlı eyaletin merkezi olan Pompeipolis höyüğü bugünkü Taşköprü ilçesindedir. Bizans hanedanı Kommenoslar tarafından yapılan ve Kastamonu şehrinin tarihsel çekirdeğini oluşturan Kastamonu Kalesi görkemli görüntüsüyle ziyaretçileri asırlardır selamlamaktadır.
Milli Mücadele sırasında lojistik destek açısından en güvenilir bölge olan Kastamonu İnebolu Limanın dan Ankara'ya malzeme, cephane ve asker sevkıyatında büyük yararlılıklar göstermiştir Yöre halkı yaz-kış demeden bölgenin güç ulaşım koşullarına rağmen top yekun bu mücadeleye destek vermiş; Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuş bu olağanüstü fedakarlığın ve cesaretin sembol isimleri olmuştur.
İnebolu'da Kayıkçılar Loncası İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmişlerdir. Türkiye'nin çağdaşlaşmasında da Kastamonu'nun ayrı bir yeri vardır. Büyük önder Atatürk 23-31 Ağustos 1925 tarihleri arasında "Şapka ve Kıyafet Devrimi'ni Kastamonu ve İnebolu'da başlatmıştır. Bu ziyarete ilişkin fotoğraflar Atatürk'ün Devrimin ilk söylevini verdiği Kastamonu Arkeoloji Müzesi Atatürk Salonu'nda sergilenmektedir